Quantcast
Channel: İş Dünyası İle Kahve Sohbetleri – denizlihaber.com
Viewing all 35 articles
Browse latest View live

10 tezgahtan fabrikatörlüğe

$
0
0

denizli-zafer-katranci-kahve-sohbetleri-h

 

 

denizli-zafer-katranci-kahve-sohbetleri-h

Babadağ’dan çıkıp Denizli’ye gelen, 10 dokuma tezgahıyla iş hayatına atılan Zafer Katrancı, artık yılda 60 milyon dolar ihracat yapan, 1.700 kişiyi istihdam eden bir tekstil şirketinin patronu.

Denizli’de sıkça söylenen bir söz vardır, “Babadağlılar dokumacı doğmuş, sonra da tekstilci olmuştur” diye. Bu boşuna söylenmiş bir söz değil. Başınızı kaldırıp fabrikalarına baksanız, birçok tekstil fabrikasının sahibi olarak Babadağlıları görürsünüz. Bu sektörde başarılılar, çünkü onlar bu işin içinde yoğrularak büyüyenler.

 Bu hafta İş Dünyası ile Kahve Sohbetimizde, Denizli sanayisinin önde gelen şirketlerinden Ozan Tekstil’in patronu Zafer Katrancı’ya konuk olduk. Bize, Babadağ’dan Denizli’ye gelişini, dokuma atölyesini kurmasını, ardından Ozan Tekstil’in temellerini atması anlattı.

 Yeni bir yatırımını da öğrendik bu sohbette işadamı Katrancı’nın. Birçok sanayici gibi, Katrancı da enerji sektörüne girenlerden. Güneş enerjisi santralinin bir bölümü bu ay içerisinde, tamamı önümüzdeki yılın şubat veya mart aylarında faaliyete geçecek.

 Tabii Zafer katrancı ile sohbet edip, Denizlispor’u konuşmamak olmazdı. Yeşil-siyahlı takımı da konuştuk eski başkanla. Kulübün içinde bulunduğu duruma üzüldüğünü söyleyen Katrancı’ya önerilerini sorduk. Yanıtı ise “Bu soruya şu an cevap vermeyeyim isterseniz” oldu.

denizli-zafer-katranci-kahve-sohbetleri-ic-2

İLK DURAK DÖRTÇEŞME
Zafer Katrancı kimdir? Bir biyografi yaparak başlayalım isterseniz sohbetimize…

1946 Babadağ doğumluyum. Askerlik dönemine kadar Babadağ’da ikamet ettim. 1970 yılında Denizli’ye geldim. İş hayatına dokumacılıkla başladım. 1980 yılında Karakurt’ta, Ozan Tekstil Fabrikası’nı kurdum. 1995 yılında da şimdiki bulunduğu yere taşıdık fabrikayı. 1985 yılından bu yana ihracata dönük üretim yapıyoruz. İmalatımızın yüzde 85-90’ını ihraç ediyoruz.

Babadağ, genelde dokumayla başlayıp tekstille devam eden işadamlarının çokluğuyla tanınıyor. Siz de bunlardan birisiniz. Nasıl başladınız?

Her Babadağlının geçmişinde dokumacılık vardır. Çünkü dağlık bir bölgede ilçe. Tarım arazisi sınırlı olduğundan çiftçilik sınırlı. Bu durumda yapacak tek iş atalarımızdan gelen dokumacılık. 1970 yılında Denizli’ye gelip, Dörtçeşme olarak bilinen bölgede 10 yıl faaliyet gösterdim. Daha sonra Karakurt’a gittim. Yanımda ortak olarak kayınbiraderim vardı.

denizli-zafer-katranci-kahve-sohbetleri-ic-3

ATÖLYEDEN 150 DÖNÜMLÜK ARAZİDE FABRİKAYA
Denizli’de tekstil sürekli gelişti, fabrikalar kuruldu. Üretim protföyünüzde neler var?

Uzun yıllardır havlu ve bornoz ana kalemleri öncelikli üretim yaptık. Yeni yeni nevresim ve çarşaf ihracatımız başladı. Ayrıca dikişsiz bayan iç çamaşırı ihracatı yapıyoruz.

Şu anda bulunduğumuz alan hayli geniş. Fabrikada kaç kişiyi istihdam ediyorsunuz?

Fabrikamız 150 dönüm arazi üzerine kurulu. Kapalı alanımız 100 bin metrekare. Çalışanımız 1.700 ve 200-300 dolayında bize fason iş yapanlar var.

İhracatınız ne kadar?

Denizli’den kasım ayında yapılan bornoz-sabahlık, havlu, çarşaf ve nevresim ihracatının yüzde 16 ekside olduğunu raporlardan görüyoruz. Bizde de yüzde 7-8’e varan düşme var. Yıl sonu itibariyle 60 milyon dolar dolayında bir ihracatımız olacak.

Daha çok hangi ülkelere ihracatınız var?

Almanya, Hollanda, İngiltere ve Fransa başta olmak üzere Avrupa ülkelerine ihracatımız var. Bir miktar da ABD’yi ihracat yapıyoruz.

Daha önce konuştuğum Babadağlı tekstilciler, Bayramyeri ve Kaleiçi’ndeki faaliyetlerin ardından fabrikalaşma sürecine geçmiş. Sizde mi öyle yaptınız?

Ben, 1970-1980 arasında Dörtçeşme’de iştigal ettim dokumacı olarak. Kaleiçi deneyimim yok. Dörtçeşme’de dokuma atölyemiz vardı.

Kaç tezgahınız vardı?

Hatırladığım kadarıyla “karakatır” dediğimiz mekikli 10-12 tezgahımız vardı.

Ne dokuyordunuz?

Pike ağırlıklı bir üretim yapıyorduk. Karyola örtüsü dokuduk. Havlu üretimine daha sonra Karakurt’taki fabrikada geçtik.

denizli-zafer-katranci-kahve-sohbetleri-ic-5

İPLİK DIŞINDA TÜM ÜRETİM AYNI YERDE
Fabrikalaşmanız 1980’li yıllarda Denizli’deki tekstil atağıyla başlamış. Dokuma atölyesinden çıkıp, fabrikaya dönüşmek… Bu süreçte ya başaramazsam korkusu yaşadınız mı?

Hiç öyle bir endişemiz olmadı. Dörtçeşme’deyken 60 kadar çalışanımız vardı. Karakurt’a gittik, sayı 500-600’lere çıktı. Buraya geldiğimizde boyahaneyi de kurduk ve bir ara 2 bin kişilere kadar yükseldi istihdamımız. Şimdi ise biraz önce söylediğim gibi 1.700 civarlarında çalışınımız var. Sürekli geliştik, istihdam yarattık.

Boyahanede olduğuna göre entegre bir tesis gibi çalışıyorsunuz?

İplik hariç tamamı burada hazırlanıyor. Dolayısıyla entegre bir tesis diyebiliriz.

denizli-zafer-katranci-kahve-sohbetleri-ic-4

KONYA’YA GÜNEŞ ENERJİSİ SANTRALİ
İşadamlarının yeni ilgi ve yatırım alanı enerji. Bu sektörde siz de var mısınız?

Konya’da 7-8 aydır çalıştığımız bir güneş enerjisi projemiz var. Santral bitmek üzere. Bu ay içerisinde 6,5 megawat üretim sağlanacak. Şubat, mart aylarında bu 16 megawata çıkacak. Fabrikamızda kendi tükettiğimiz enerjinin yüzde 50 fazlasını üretmiş olacağız böylece.

Denizli’de yatırım planınız var mı?

Henüz yok…

1.300 LİRA ASGARİ ÜCRET EK 450-500 LİRA MALİYET GETİRİR
Vergi, enerji ve SGK primleri… Bu ve benzerleri işverenlerin omuzunda nasıl bir yük oluşturuyor?

İşverenler olarak SGK konusunda devleti yanımızda görmek isteriz biz işverenler. Nitekim asgari ücret konusu gündemde. Elbette artsın, 1.300 lira olsun. Ama bir anda yükseltmek sıkıntı yaratacaktır. Bu artışın işverene getireceği yük 450-500 liradır. Ciddi bir rakam… Buna hükümetin bir şekilde katkıda bulunması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa ciddi sıkıntılar yaratabilir, işçi çıkarmalar olabilir.

denizli-zafer-katranci-kahve-sohbetleri-ic-1

DENİZLİSPOR YILLARI
Siz bir dönem hem yönetici hem başkan olarak Denizlispor’a hizmet verdiniz. İyi dönemler de yaşadı ama şu anda çok zor bir dönemden geçiyor. Denizlispor denildiğinde gözünüzün önünden neler geçiyor?

Denizlispor bende her zaman farklı bir duygu yaratır. Başkanlık öncesi üç dönem yönetim kurulu üyeliği yaptım. İki döneme yakın başkanlık yaptım. Hele hele ilk yılımızda “ligi ilk 5’te bitireceğiz” demiştik, iddiamızı gerçekleştirdik. İkinci yılda benzer bir sonuç elde ettik. Ondan sonra hep dışarıdan baktım Denizlispor’a. İçinde bulunduğu durum her Denizlili gibi beni de üzüyor elbette. Ama son haftalarda bir kıpırdanma var. İnşaallah devam ettirirler. Toparlanıp Süper Lige dönüş yapmalarını herkes gibi bende istiyorum.

Tavsiyeleriniz olabilir mi?

Çok şey olabilir. Geniş boyutlu konuşmak lazım.

Biliyorum kimseyi kırmak istemiyorsunuz ama bu kulüpte başkanlık yapmış biri olarak önerileriniz vardır mutlaka…

Bu soruya şu an cevap vermeyeyim isterseniz.

Spordan epeydir uzaksınız, yeniden olma gibi bir düşünce var mı?

Yok… Bir süreçti ve geride kaldı. Zaten benim başkanlığı bırakmamın üzerinden uzun yıllar geçti. Yönetime girmek, başkan olmak gibi bir düşüncem yok artık.

denizli-zafer-katranci-kahve-sohbetleri-ic

OĞLU OĞUZHAN KATRANCI KENDİ İŞİNİ KURDU
İşadamları genelde çocuklarını yanında tutar, onları usta-çıkar ilişkisi gibi iş hayatına hazırlar. Sizin oğullarınız da yanınızda değil mi?

Bu Babadağlıların aile geleneği. İki oğlum var, Ozan işletmemizde. Küçük oğlum Oğuzhan “kendim farklı bir kulvarda koşacağım” diyerek müsaade istedi. Karakurt’taki fabrikamızda iç çamaşırı üreterek yoluna devam ediyor.

denizli-zafer-katranci-kahve-sohbetleri-ic-7

DENİZLİ’DE YENİ YATIRIM, YATIRIM İÇİN DE DESTEK GEREKLİ
Denizli tekstili özetlersek, geldiği yer belli. Nereye gidiyor? Bu sorunun yanıtıyla sohbetimizi noktayalım isterseniz?

Denizli’nin 3-4 yıldır duraklama döneminin içinde olduğunu sohbetlerde hep söyledim. Niye bunu söyledim? İşte Uşak, Kahramanmaraş gibi bazı iller tekstille ilgili teşvikler aldı. Denizli’nin de o teşviklerden yararlanmasının gerekliliğini vurguladım hep. Ama oralardan yararlanamadık. Bur durağan süreçteyiz. Hamle yapabilmemiz için önümüzü görmemiz lazım. Şu anda önümüzü göremiyoruz. Ancak hayalleri her zaman canlı tutmak lazım. Eksi yüzde 15’lerde olan ihracatımızı yüzde 30-40 artırabilmek için o oranda yatırım yapılması lazım. Yatırım için de bir takım cazip destekler sağlanması gerekir. Yatırım olmadan da ihracatı artırmamız mümkün değil. Ama umutsuzluk yok. Zaman zaman konuşuluyor, tekstil öldü bitti diye. İnsanoğlunun yaşamı devam ettiği müddetçe tekstil bitmez. Doğduğunuz gün kumaşa sarılıyorsunuz, öldüğünüz gün kumaşa sarılıyorsunuz.

 

 

 


Bakır atölyesinden Türkiye devi doğdu

$
0
0

denizli-kahve-sohbetleri-engin-unal-huseyin-erikoglu-bakir-h

 

denizli-kahve-sohbetleri-engin-unal-huseyin-erikoglu-bakir-h

Kaleiçi’ndeki Bakırcılar Çarşısı’nda ilk işini 1937 yılında kuran Ahmet Nuri Erikoğlu; bakır tencere, kazan, tepsi, sini üretiminden kablo sektörüne geçip, Denizli’de Türkiye devi olan, ABD’nin uzay programından sorumlu kuruluşu NASA’ya (Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi) bakır tel satan bir şirketi yarattı. Ondan bayrağı devralan çocukları ve torunları, daha yükseğe dikmek için yeni projelerle yola devam ediyor.

Ahmet Nuri Erikoğlu… Denizli sanayisinin kilometre taşı şirketlerinden Er-Bakır’ın kurucusudur. Hani “sıfırdan zirveye” derler ya, Erikoğlu Ailesi’nin seyir defteri de öyle. Bu başarı öyküsünün sohbetini Er-Bakır gibi bir devin temellerini atan Ahmet Nuri Erikoğlu (4 Ocak 2010’da vefat etti)  ile yapmak mümkün olmadı. Ama yerini yavaş oğullarına bırakan ailenin ikinci kuşak temsilcisi, Denizli iş dünyasının duayeni Hüseyin Erikoğlu, bizi kırmadı ve “İş Dünyası ile Kahve Sobetleri”ne ailenin çekiçle bakır döverek başlayan yıllardan bugünlere gelişi anlattı.

 Günümüzde Ahmet Nuri Erikoğlu Holding, yoluna yeni yatırım ve projelerle devam ediyor. Grubun amiral gemisi Er-Bakır ile ABD’de bir üretim tesisi kuruldu. C.N. Wire Corporation, artık üretimde. Erikoğlu Emaye, Arenko, Özel Göz Akademi Hastanesi ve Erikoğlu Elektrik, diğer iştirakler.

 Ayrıca yenilenebilir enerjiye de yönelen Erikoğlu Ailesi, Sunsystem Sistem ile anahtar teslimi güneş enerjisi tesisleri kuruyor. İlk tesisler Acıpayam le Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinde kuruldu. Hedefte ise güneş enerjisi panelleri üretimi projesi var.

 Ailenin yatırımlar kadar değer verdiği bir alan daha var; o da eğitim. Önce Deliktaş Mahallesi’nde Ahmet Nuri Erikoğlu’nun ismini taşıyan bir okul yaptırdı aile. Bunu Kuşpınar Mahallesi’nde yaptırılan Saadet Erikoğlu İlkokulu takip etti. Hüseyin Erikoğlu da kendi adını verdiği bir anaokulu yaptırdı.

denizli-kahve-sohbetleri-engin-unal-huseyin-erikoglu-bakir-7

İŞ STAJINI BABASININ YANINDA YAPTI
Sohbetimize başlarken isterseniz bir biyografi yapalım. Hüseyin Erikoğlu kimdir?

1949 Denizli doğumluyum. İlkokulu Denizli’de okudum. Ortaokul 2. sınıftan sonra İzmir’e giderek, orta eğitimimi Ticaret Koleji’nde tamamladım. 1974-1975 döneminde Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari İlimler Akademisi’ni bitirdim. Yaz aylarında Denizli’ye geliyordum. Boş durmak yok. Babamın yanında çalıştım.

Bir nevi stajı babanızın yanında yaptınız?

Evet, “stajımı babamın yanında yaptım” denilebilir.

Okul bitti, Denizli’ye döndünüz. İş hayatı hemen başladı mı?

İşe fiili olarak başladığım yıl 1976.

denizli-kahve-sohbetleri-engin-unal-huseyin-erikoglu-bakir-2

O zaman Ergür Kablo ile diyebiliriz…

Bu söylediğim üniversite sonrası. Ama öncesinde de boş durmadım. Bizim Bakırcılar Çarşısı’nda atölyemiz vardı. 1960’lı yıllarda babamın yanında oldum hep.

O atölyede neler üretiliyordu?

Dededen kalma bakırcıyız biz. Bakırdan çanak, tencere gibi kaplar yapılıyordu. Kazan yapıyorduk. Sıvama tezgahlarımız, silindirlerimiz, dökümhanemiz vardı.

Erikoğlu Ailesi’nin iş hayatına başladığı yer Bakırcılar Çarşısı mı?

Evet, Bakırcılar Çarşısı’nda sözünü ettiğim atölyede başladık. Orada ben ne yapıyordum? 11-12 yaşlarındaydım. Evimiz İstasyon Caddesi’ndeydi. Yakın olduğundan, gece oraya gider işçilere öyle bakardım ne yapıyorlar diye.

denizli-kahve-sohbetleri-engin-unal-huseyin-erikoglu-bakir-1

ATÖLYEDEN FABRİKAYA GEÇİŞ
O atölyenin büyüklüğü ne kadardı?

Ofisle birlikte toplasanız 150-160 metrekarelik bir alanı kaplıyordu atölye. Burada dökümden imalata kadar bir faaliyetimiz vardı. Biz dövmecilikten geldik bugünlere. Bakırı ham olarak alıp, eritiyor ve işledikten sonra mamul olarak hazırlıyorduk. Bunları da pazarcılar alıyordu.

Sonrası?

Kazancı yatırıma dönüştürmeyi düşünmeye başladı babam. Ne yapalım diye araştırıyoruz. Önce soğuk hava deposu düşünüldü, ancak sonra başlamadan vazgeçildi. “Bizim işimiz bakır. Öyleyse kablo imalatına geçelim” dedik.  İlk 1. Sanayi Sitesi’nde kurduk tesisimizi. 150 metrekareden başladık, 3 bin 200 metrekareye kadar büyüttük tesisi. İsmi de Ahmet Nuri Erikoğlu firmasıydı. Sonra Ergür Kablo oldu.

denizli-kahve-sohbetleri-engin-unal-huseyin-erikoglu-bakir-3

Ortaklarınız da vardı sanıyorum?

Mehmet Ergür ortağımızdı. Vefat ettikten sonra babam ile dayım Salih Ergür yola devam etti. O yıllarda kurumsallaşmak için adımlar da atıldı.

SANAYİ SİTESİ’NDEKİ TESİS DAR GELDİ
Daha sonra da İzmir yolunda daha geniş bir alana taşındınız.

Üretim arttıkça mevcut yer yetersiz kaldı. Biz de işletmeyi Bozburun’a tayışıp büyüttük. Yeni ihalelerin aşamasıydı o yıllar. O ihalelere girdik ve biz daha da büyüdük. 34,5 KW’lık kablolar üretmeye başladık. Ancak her şeyi o işletmenin içinde yapmamız mümkün değildi. Ne yaptık? Kabloları küçük makaralar halinde üretmek, fiş için kullanılan kabloları üretmek için yan şirketler gerekiyordu, onları kurduk. O dönemde yan şirketlerini artırdık.

İsimler değişik ama bir şirketler topluluğuydu değil mi?

Hepsi de Ergür Kablo’ya üretim yapan şirketlerdi.

Ama araya sıkıntılı bir süreç de girdi hatırladığım kadarıyla…

İhalelerin bazıları iptal olunca sıkıntılı anlar oldu.

denizli-kahve-sohbetleri-engin-unal-huseyin-erikoglu-bakir-15

ERGÜR KABLO’DAN ER-BAKIR’A DÖNÜŞÜM
O sürecin ardından isim değişti Er-Bakır olarak yola devam ettiniz değil mi?

İstanbul’da bizim fabrikamız vardı. Dedik ki bunu Denizli’ye taşıyalım. Denizli’ye taşınınca Er-Bakr doğmuş oldu. Yeni teknolojiyle yatırım yaptık. Biraz sıkıntıyla karşılaşınca Abalıoğlu Ailesi ortak olarak bize katıldı. Şu anda birlikte yola devam ediyoruz.

Er-Bakır sürekli gelişti, büyüdü ve bir Türkiye markası oldu…

Zaten bizim sektörde Türkiye’de iki firma var. Bunlar Er-Bakır ve Sarkusyan…

ABD’DE KURULAN TESİS ÜRETİME GEÇTİ
Er-Bakır’ın üretimleri öyle bir hale geldi ki yurt dışında da kabul gördü ve NASA’ya bakır tel verdiniz.

Ürünlerimiz kaliteli olduğundan müşteri sıkıntısı çekmedik. Alanımızda marka olduk, NASA bizden ürün aldı. Artık ABD’nin Teksas eyaletinde bir tesis kurduk. İsmi C.N. Wire. Bu tesis şu anda üretim yapıyor.

Orada kaç kişi istihdam ediliyor?

150 dolayında çalışanımız var. Denizli’den 6’şar aylık dönüşümler halinde işçilerimizi ABD’ye gönderiyoruz. İşler çok güzel gidiyor. Memnunuz…

Er-Bakır özel şirketler arasında ön sıralarda yer alıyor artık…

Şu anda 23. sıradayız galiba.

denizli-kahve-sohbetleri-engin-unal-huseyin-erikoglu-bakir-9

BAŞARININ TEMELİNDE YATAN SIR
Bu çok önemli bir başarı. Nasıl gerçekleşti?

İlk önce firma olarak mevcut kadromuzu güçlendirdik. Beraber çalıştığımız işçilerimiz “benim fabrikam” der Er-Bakır için. Biz onlara çok güvendik, karşılığını aldık. Bugünlere gelişin temelinde bu var. Her şeyi biz yaparız anlayışında olmadık işi sahipleri olarak. Profesyonel yönetimle çalışmayı yeğledik. Yalnız Er-Bakır’da değil, diğer şirketlerimizde de öyle…

HOLDİNGİN İŞTİRAKLERİ
Erikoğlu aynı zamanda bir holding. Holdingin bünyesinde hangi şirketler var?

Holding Erbakır’a ortağız. Diğer iştiraklerimiz Erikoğlu Emaye, ABD’deki C.N. Wire, eletrik üretiminde Arenko A.Ş. ve Özel Göz Akademi Hastanesi. Bir arada tekstil sektörüne girmiştik. Bize uygun değilmiş, kısa zamanda çıktık.

Erikoğlu Holding bünyesindeki şirketler ne kadar istihdam sağlıyor?

ABD’deki şirketi de katarsak 1.500’ye yakın kişiye iş imkanı sunuyoruz şirketlerimizde.

Şirketlerde üretim daha çok ihracata yönelik mi?

Er-Bakır’da yüzde 50 iç piyasa, yüzde 50 ihracat var şu anda.

 

denizli-kahve-sohbetleri-engin-unal-huseyin-erikoglu-bakir-12

ER-BAKIR’DAN SANAYİCİLER YETİŞTİ
Er-Bakır kendisi gelişir, büyürken Denizli’yi de “kablo üretim kenti” yaptı değil mi?

Biz kabloculuğu bıraktıktan sonra bizim işletmede görev alan eski ustalar tesis kurmaya başladı. Şu anda kablo sanayinde olanlar, babamın döneminde bizimle çalışanlar. Sanayiciler yetişmesine de öncülük etmiş olduk. Şu anda Denizli’de üretim yapan kablo şirketlerinin büyük ciroları var. İhracat yapıyorlar. Bu anlamda da Denizli’ye katkımız oldu.

BANKACILIK DENEYİMİ
Babanız finans sektörüne de girdi. Yıllar önce bir bankacılık Deneyiminiz oldu. Onu da anlatır mısınız?

İktisat Bankası ile ilgili bize geldiler “alır mısınız?” diye. Babamın arkadaşı vardı Fuat Dağdeviren, beraber yola çıktılar. “Sen ilgilenmesen bile ben yardımcı olurum” dedi. Çünkü kendisinin bankacılık tecrübesi ardı. Yüzde 50’sinden fazlası bize geçti. Bir süre sonra İstanbul’a taşıdık. İstanbul’a gidince iş zorlaştı. Bunun üzerine Erol Aksoy ile masaya oturuldu. İyi olacağımız düşünürken kavgayla ayrıldık. Doğruluk her zaman kazanan olur. Bu davada da öyle oldu, biz kazandık.

denizli-kahve-sohbetleri-engin-unal-huseyin-erikoglu-bakir-6

Ben gazeteci olarak o davaları takip ettim. Kendisini herhangi bir para koymadan bankaya ortak ettiğiniz konuşuldu…

Evet, öyle oldu. Onun o alanda bir tecrübesi vardı. Bir bankada genel müdürdü. Daha profesyonel götürür diye, hem ortak hem genel müdür olarak beraber olalım istedik. Ama bizim iyi niyetimiz aynı karşılığı bulmadı. Ama babamın da karşısında duramadı.

Buradaki davalara avukatlarını helikopterle taşıyordu. Hatta içlerinden Duygun Yarsuvat daha sonra Galatasaray’a başkan oldu.

Bizim iki avukatımız vardı. Onların birçok avukatı geliyordu. Ama istediklerini alamadan gittiler. Çünkü biz dolandırıcı değildik.

denizli-kahve-sohbetleri-engin-unal-huseyin-erikoglu-bakir-11

ÜÇÜNCÜ KUŞAK GÖREVDE
Siz ikinci kuşaksınız ve Erikoğlu Holding’de üçüncü nesil işbaşına geliyor artık değil mi?

Üç oğlum var, tahsillerini ABD’de yaptılar. Büyük oğlum Erman, ortanca oğlum Ahmet Nuri ve en küçük oğlum Onur. Özel Göz Akademi Hastanesi’ne Erman bakıyor. Ahmet Nuri, yenilenebilir enerji, yani güneş enerjisi üzerinde çalışıyor. Anahtar teslimi tesisler kurup müşteriye teslim ediyor. Onur da iş geliştirme üzerine çalışıyor.

ANAHTAR TESLİM GÜNEŞ ENERJİSİ SANTRALİ KURUYORLAR
Söz enerjiye gelmişken güneş enerjisi üzerine bir yatırım söz konusu mu?

Şöyle… Acıpayam’da laboratuvar gibi bir tesis kurduk. Müşterilerimiz orada bilgi sahibi oluyor. Daha sonra onlar adına lisanslı bölgelerde tesisler kuruyoruz. İzmir ve İstanbul’dan müşterilerimiz var.  Dinar’da İzmirli bir firmaya 2 megavatlık bir tesis yaptık. Bir İstanbul firmasına 2 megavatlık tesis yapıyoruz. Acıpayam tarafında 5 megavatlık var. Bir de hastanemizin 1 megavatlık yatırımını yaptık. Kamera sistemiyle kurduğumuz santrallerin takibini de yapıyoruz.

Evlatlarım Ahmet Nuri, Erman ve Onur, şu anda enerji ve sağlıkla ilgileniyor. Göz hastanesine 2 milyon 700 bin liralık bir yatırım yaptık. Bu nedir? Denizli’de olmayanı yapmak. Göz kataraktı ve gözlükten kurtulmak için uygulanan tıbbi müdahaleler bıçakla yapılıyordu. Bu makineyi aldık ve sözünü ettiğim operasyonlar lazerle yapılıyor artık.

denizli-kahve-sohbetleri-engin-unal-huseyin-erikoglu-bakir-10

YATIRIM ARAYIŞI
Yeni yatırım planlarınız var mı?

Aile olarak yeni yatırımlar arıyoruz. Enerjinin haricinde entegre neler yapabiliriz, bunu araştırıyoruz. Mesela güneş enerjisi paneli imalatı yapabilir miyiz? Düşünüyoruz ama pazar tam açılmadı. Türkiye’de daha bu işe çok yatırım yok. Ben Avrupa’dan ABD’de Las Vegas’a kadar gidip araştırma yaptım. Hem güneş enerjisi hem jeotermalle ilgili araştırma yaptım. HES ile ilgilenmiyoruz. Bir ara girdik ama hemen ayrıldık.

Çok uzun yıllardır Denizli sanayisinin içindesiniz. Başladığınız yıllarda Denizli neredeydi, şimdi nerede? Bu panoramayla sohbeti bitirelim isterseniz…

Denizli çok iyi yere geldi. Ama bir yerde ne görüyorsak, onu Denizli’ye kapıp getiriyoruz. Bakır, kablo yoktu, biz getirdik. Tekstili ise Bursa’dan taşıyıp havlu ve bornoz yapmaya başladık. Hala daha devam ediyoruz. Markalaşamadık… Bir de işi çocuklarımıza bırakmamız gerektiğini söylemeliyim. Ben bıraktım, artık iş evlatların. Ben danışman gibiyim. Soracakları bir şey yoksa çıkıp gidiyorum. 

İki ve üçüncü nesil artık yetki sahibi olmalı diyenlerdensiniz…

Evet, artık gençler işin başında olmalı, onlar karar verip yönetmeli.

Kumaşlara son dokunuş onlardan

$
0
0
denizli-kahve-sohbetleri-esra-kasapoglu-hUzunca bir aranın ardından İş Dünyası ile Kahve Sohbetleri dizimize yeniden başladık. Yeniden dönüşü de birçoğumuzun sırtından, ayağından çıkarmadığı giysilere son dokunuşu yapan genç kuşak iş kadınlarından Esra Kasapoğlu Ünlü ile yaptık.

Şen: 2016 turizmde kar değil ‘ar’ yılı

$
0
0
denizli-gazi-murat-sen-denizli-turizmi-hDenizli Turistik Otelciler ve İşletmeciler Derneği (DENTUROD) Başkanı Gazi Murat Şen, 54 sektörle iç içe olan turizm sektörü için 2016’nın “kar” değil “ar” yılı olacağını, bugün yaşananları önceden görerek başlattıkları “Termal İyi Gelir” kampanyasının da sektöre iyi gelmesi için çalışmaların devam ettiğini söyledi.

Gözakademi’ye 3 milyon TL’lik yatırım

$
0
0
denizli-erman-erikoglu-gozakademi-kahve-sohbetleri-hDenizli’de sağlık sektörüne hizmet veren Özel Gözakademi Hastanesi, Erikoğlu Yatırım Holding ile yenilendi. Türkiye’de sayısı 4 olan ve bıçaksız katarakt ameliyatı yapılmasını sağlayan cihazla birlikte, hastaneye 3 milyon lira dolayında yatırım yapıldı.

15 m²’den 5 sektörde faaliyet gösteren şirketlere

$
0
0
denizli-abdullah-deda-kahve-sohbetleri-HKüçük bir atölyede başlayan iş hayatında tırnaklarıyla kazıya kazıya yükselen işadamı Abdullah Deda, kazancını yatırıma dönüştürdü ve bugün beş farklı sektörde faaliyet gösteriyor. Bugüne gelişini ise “Çok çalıştık, Allah ‘yürü ya kulum’ dedi, yürüdük” diye özetledi başarılı işadamı.

Erdoğan, 90 yıllık DTO’nun Denizlili olmayan ilk başkanı

$
0
0
denizli-ugur-erdogan-kahve-sohbetleri-dto-engin-unal-hFETÖ’nün 15 Temmuz darbe girimiyle tutuklanan bazı yöneticileri nedeniyle ismi sıkça gündeme gelen Denizli Ticaret Odası’nın (DTO) yeni başkanı Uğur Erdoğan, 90 yıllık oda tarihinde bir ilki gerçekleştirdi. “Denizlili olmayan ilk başkan” unvanıyla yola koyulan Erdoğan, ileriye dönük mesajını da “Ar-Ge merkezi gibi çalışacak bir oda” diyerek verdi.

Üretecekleri bezle yaraları saracaklar

$
0
0
denizli-kahce-sohbetleri-guliz-kelleci-hDenizli’de gömleklik kumaş üretimiyle tekstil sektöründe kendisine bir kulvar açan Bez Tekstil, Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) ile de işbirliğine giderek, bilim insanlarının geliştirdiği projelerle üretim çeşitliliğine yöneldi. Bunlardan birisi de TÜBİTAK projesi. Onay ve denenmek üzere sunulan hastanelerden de tam not alan sargı bezinin üretimi için hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor. Kahve sohbetimiz için de bu nedenle aile şirketi Bez Tekstil’i seçtik bu hafta. “Denizli’de tekstil...

300 liralık tedavinin 240 lirası devletten

$
0
0
denizli-nobel-tip-turgay-sehim-haber-1Kamuoyu onu, 2007 yılında Sarayköy’deki Umut Termal Otel’de bir hafta kalan ve o dönem başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’a “termal tedavi uygulayan doktor” olarak tanıyor. Birçok kimseye göre de Azeri… Ama o Azerbaycanlı değil Antakyalı. Uzunca sayılabilecek bir zamandır da Denizli’de.

Denizli’nin nükleer enerji eğitimli etiket üreticisi

$
0
0
denizli-isadami-mehmet-salih-basoz-etiket-ureten-tesis-hEğitimini nükleer enerji üzerine yapmasına rağmen o alanda çalışma olanağı bulamayınca yatırımcılığa yönelen Mehmet Salih Başöz, Anadolu’da ilk etiket tesisi kuran işadamı oldu.

Spor yapmak isteyen bu merkeze gelsin

$
0
0
denizli-pau-shor-merkezi-ugur-dundar-hKoca bir tesis Denizli’ye, Denizlililer de uzaktan ona baktı yıllar yılı. Şimdi ise yeni bir yönetim ve yeni bir anlayışla oraya uzaktan bakmak zorunda bırakılan Denizlililere, daha doğrusu spor yapmak isteyenlere Şehit Ömer Halisdemir Spor Merkezi’nin sonuna dek açıldı. Bir zamanlar kapısından içeriye adım atma cesaretini gösteremeyen Denizlililer, artık çok uygun fiyatlarla spor yapabilecek, hem de bilimsel yöntemlerle…

Solucan gübresi üretimi hayatlarını değiştirdi

$
0
0
denizli-kahve-sohbetleri-solucan-ureticisi-hKaleli Bakiye-Ali Sarıtaş çifti, Türkiye’de 5-6 yıllık geçmişe sahip solucan üretimi ve solucandan gübre elde etme işiyle farklı bir işletmeciliğin öncüsü oldu Denizli’de. Şanslarını döndüren bu işte şimdi yeni hedefleri sıvı solucan gübresi üretecek tesis kurmak.

Üzerlerine vazife olmayan işler için bir aradalar

$
0
0
denizli-egitim-ve-dayanisma-vakfi-hFarklı meslekleri ve işleri olmasına rağmen onları bir kenara bırakıp Buldan’a geldiler, hem de koşarak. Ortak paydaları mı? Buldan için üzerlerine vazife olmayan işlere kafa yormak ve insanlara iyilik, Buldan’ı ileriye taşıyacak projeler ve işler yapmak.

Seyran’da x-ray’den geçmeyen ürün makineye girmiyor

$
0
0
denizli-seyran-kuruyemis-levent-caputcu-kahve-sohbetleri-hKuruyemiş sektöründe Denizli’nin 60 yıllık markası olan Seyran Gıda, teknolojinin yeniliklerini kullanarak üretimini artırırken, tüketiciye sağlıklı ürünler sunabilmek için de her türlü önlemi alıyor. x-ray cihazı da bunlardan birisi. Bu makineden geçmeyen hiçbir ürün, üretim ünitelerine sokulmuyor.

Denizlili aktardan ses getirecek 2 çalışma

$
0
0
Merkezefendi’nin memleketi Denizli’den, aktarlığa bilimselliği de ekleyerek ses getirecek çalışmalar yapan Faruk Demirkollu, MS hastalarına umut olacak etken bir maddeyi geliştirmekte olduğunu, yanık sonrası görülen sıvı kaybıyla yaşanan ölümlerin önüne geçecek solisyonda ise son aşamaya geldiklerini açıkladı.

Viewing all 35 articles
Browse latest View live